Etimesgut Mutlu Son

O esnada arabanın ön yolcu kapısı açıldı. Bunu duyan delikanlı derhal başını çevirdi. Ankara Etimesgut Mutlu Son Kapıyı açan bir erkekti. Onun kim bulunduğunu bilmiyordu genç adam. Bu evdekilerden sadece bir kaçım tanıyordu. Kızı, annesini ve babası­nı… Babası hariç onları da tam tanıyor sayılmazdı ya neyse. Karısının ön koltuğa binmesi için kapınm açıldığını anladı.

“Hayır!” dedi kapıyı tutan adama doğru sertçe. “Buraya değil! Arka koltuğa geçsin.”

Yanında zorla evlenilmiş olduğu bir kızla bu kadar uzun bir yolculuğa dayanamazdı. Zaten onun varlığıyla birlikte yol­culuk etmek de işkence benzer biçimde olacaktı. Hiç değilse o arka koltukta iken yüzünü görmeden biraz daha sakin zaman ge­çirebilirdi.

Ankara Etimesgut Mutlu Son

Kapı önünde duran karısının durakladığını, sonra ses­sizce geri çekildiğini gördü. Onun yüzündeki ifadeyi gör­memişti. Aslında onun yüzünü hiç görmek istemiyordu. Görmemek amacıyla yan yan baktığı için, tepkisini de bi­lemiyordu. Sadece ona karşı böyle kaba hareket etmek, delikanlıı birazcık rahatlatmıştı. Bu çıkarcı kız kendisinden bir yakınlık beklemese iyi olurdu.

Ön kapı kapandı ve arka kapı açıldı. Geriye bakmadı ilk birkaç saniye… Bakışları arabanın yanında biriken ka­labalıktaydı. Nikâhı kıyan belediye başkanı da biraz ileride yardımcısıyla durmuş, Etimesgut Mutlu Son yeni gelinin arabaya binişini izliyor­du. Ama göremese de evliliğe ilk adımını attıği kızın yavaşça arka koltuğa yerleştiğini anladı. Dayanamayıp aynadan kısa bir bakış attı. Zorlukla hareket ediyor gibiydi. Başı öne eğikti. Hatta anası onun oturmasına yardım ediyordu. Bunu başardıktan sonra kız başını hafifçe kaldırdı. Aynanın dar alanından ka­rısının gözleri ile karşılaştı gözleri… Şal biçiminde başına dolanmış kalın atkısı yüzünden, yalnız ıslak ve çekinik gri gözleri görünüyordu.

Etimesgut Mutlu Son

Demek onun da gözleri babasınınkiler benzer biçimde griydi? Griyi sevmezdi. Şu berbat hava gibi puslu olan o bakışların için­deki acıyı görmezden geldi. Mavi beneklerin olduğu gözleri ağlamaktan ıslanmış ve kızarmıştı. Niye ağlıyordu ki çirkin cadı? Amacına erişmişti işte. Zengin bir koca ve bolca para…

Karısı başındaki atkıyı çıkarmaya başlamadan önce, son olarak başka bir detay daha fark etti. Bu detay çok can sıkı­cıydı. Ve biliyordu ki kendi kabahatiydi. Dikkatli bakınca, Etimesgut Mutlu Son o gözlerin altındaki belli belirsiz bir morluğu farkına varmışti. Daha önce karısının yüzüne hiç direkt bakmadığı için bu morarmayı da görmemişti organik olarak. Eğer babası onu yakın zamanda güzelce dövmemişse, bu morluk da kendi başının altından çıkmıştı.